Uzuun uzun yıllar evvel ormanın derinliklerindeki küçük yaratıkların yaşadığı bilinmeyen bir köy vardı… Bu girişe hepimiz çocukluğumuzdan aşinayızdır. Evet… Şirinler’den bahsediyorum. Herkesin onları görebilmek için uygun bir çocuk olmaya çalıştığı Sevecenler… Pekala, Hoşlar Köyü’ndeki tek bayan Hoşa nasıl var oldu? Ya da daima tıpkı mıydı? Tüm bunların yanıtı içeriğimizde👇🏻
1958 yılında çizgi roman olarak okuyucularıyla buluşan Sevecenler, 1981’de çizgi sinema olarak televizyonda yayın hayatına başladı.
Günümüzde bile hala geniş bir izleyici kitlesine sahip olan Hoşlar çizgi sinemasında Sevimliye tek bayan tatlı olarak dikkat çekmekte.
Şirine karakteri Gargamel tarafından Sevimliler köyüne sızmak, Şirinler’in ortasını bozmak için yaratılmış.
Biraz şeker ve biber, bir damla timsah gözyaşı, biraz palavra, biraz kaynanadili ve kalp yerine sert bir taş kullanılarak yaratılan Tatlıya, Sevimliler Köyü’ne bir nevi casus olarak gönderilmiş.
Tüm bu berbat özelliklere sahip olan Hoşa incelendiğinde bakımsız siyah saçları, büyük burnu ve kaba halleri dikkat çekmekte.
Türlü oyunlarla Şirinler’e ve köylerine ziyan vermeye çalışan Tatlıya bir anda kendini yardıma muhtaç bir halde buluyor ve yardımına Hoşlar koşuyor.
Şirine Şirinler’in hayatını kurtarmasından hayli etkileniyor ve bütün oyunu itiraf ediyor.
Bunun üzerine Hoş Baba Şirine’yi sihirle daha âlâ bir Şirine’ye çeviriyor ve üretimciler bizleri sonsuza dek hatırlayacağımız Şirine’yle tanıştırıyor.
Şirin Baba’nın bir tutam Venüs, biraz ay ışığı ve hoş kökü kokusu kullanarak düzgün bir sevimliye dönüştürdüğü Tatlıya bir anda sarışın oluyor.
Sarı saçları, uzun kirpikleri, topuklu ayakkabıları ve kibar tutumuyla dikkat çeken Hoşa bütün köyün sevgisini kazanıyor.
Dönemin hoşluk algıları düşünüldüğünde popülerleşen sarı dolgun ve bakımlı saç akımının Şirine’de de var olduğunu söyleyebiliriz.
Giyimleri incelendiğinde ise birinci yaratılan siyah saçlı Hoşa dümdüz, kolay bir elbise ve ayakkabı giyerken uyguna dönüştürülen sarışın Tatlıya daha ayrıntılı bir elbise ve topuklu ayakkabı giymekte.
Yine periyodun hoşluk algılarını yansıtan bir imaj.
Şirinler ve bunun üzere çizgi sinemaların kıssaları yazıldıkları periyodun izlerini taşımakta.
Ancak bahsi geçen çizgi sinemalar günümüzde bile hala çocuklar tarafından izlenmekte.
Yazıldığı devrin hoşluk algılarına, bağlantı hallerine ya da toplumsal münasebetlerine dayandırılan çizgi sinemalar günümüz çocukları için birçok sorunu beraberinde getirebilir.
Çünkü aslında tüm bu ögeleri farkında olmadan onlara empoze etmiş oluyoruz. Tüm bu sebeplerden ötürü da ebeveynlere büyük iş düşüyor.
Peki siz bu hoşluk algılarına katılıyor ve çizgi sinemalarda de bu halde yansıtılmasını hakikat buluyor musunuz? Yorumlarda buluşalım👇🏻